Dikkat 1 saniye geçmeden başka bir sayfayı görüntülemeyin
Forum » Kuyucak Köyü
Top Menu

18 Mayıs 2024 Cumartesi 

Resimli  Site içi  Google 

ANA SAYFA
EKONOMİK SORUNLARA ÇÖZÜM NEDİR?
 
eyupo
 
 
 
 
 
 
4 Mart 2009


EKONOMİK SORUNLARA ÇÖZÜM NEDİR?

Allah herşeyi bir hikmetle ve hayırla yaratır. Bir kişinin günlük hayatında karşılaştığı sıkıntılardan ve nimetlerden, bir toplumun yaşadığı büyük olaylara, hatta koskoca bir coğrafyada yaşanan gelişmelere kadar bu gerçek geçerlidir. Nasıl ki bir insanın zengin ya da fakir olmasında, sağlıklı ya da hasta olmasında, güçlü ya da zayıf olmasında birçok hikmet varsa ve tüm bunları iman eden bir kimsenin hayır gözüyle görmesi, imtihan olduğunu unutmaması gerekiyorsa, aynı şey toplumlar için de geçerlidir. Allah bir topluma zenginliği de fakirliği de, ileride olmayı da geri kalmayı da, huzuru ve güvenliği de, anarşi ve çatışmayı da bir hikmetle verir. Elbette herşey belli sebepler doğrultusunda ve dahilinde gelişir. Ancak her olayın sonuçlarıyla birlikte sebeplerini de yaratan Allah'tır. Bir olayın oluşmasında ve yaşanmasındaki görünür sebepler, hepsini Allah'ın bir hikmetle yarattığı gerçeğini asla değiştirmez.biz insanlara düşen görev, Allah'ın karşısına çıkardığı olaylardaki ibret alıcı yönleri görmek, eğer hatalı bir tutum içerisinde İsek, ki toplum olarak olarak da bir çok hatalarımız vardır.benim hatam yok demek ben hatasızım o hatalı demek bizlerin Allah katında cezalandırılmamıza sebeb olmuştur Çünkü Kardeş kardeşle,amcamızla ,dayımızla yakın akrabamızla ve bize hayat veren toprağımızla dargın olduk bu hatadan hemen vazgeçmek ve hatasından ders almaktan uzak kaldık birey olarak ülke olarak hep başkalarını suçladık hangimiz yaptığımız bir davranışın olumsuz sonuçlarını kendimize yakıştırabildikki? Bizler sadece iyi olanı kendimize maal ettik Başına gelenlerin hikmetlerini görmekten kaçınmak, adeta birşey yokmuş gibi davranmak hem büyük bir akılsızlıktır, hem de dünyada ve ahirette kişinin zararına olacak bir tutumdur. Salih bir müminin kendisi için geçerli olan bu bakış açısı, içinde yaşadığı topluma, ülkeye, tüm Müslüman alemine ve bütün dünya toplumlarına bakışı için de geçerlidir. Dolayısıyla, İslam aleminin içinde bulunduğu durumu ele aldığımız ve bu duruma yönelik gerçek çözümü uzakta değil kendi içimizde aramalıyız kırgınlıkları bırakıp ekonomik sorunları en çabuk nasıl çözeriz bunları konuşmalıyız.Atılım yapan kendi insanı için birşeyler yapma gayreti içinde bulunanlara koşulsuz destek olmalıyız ki birlikten güç doğar ata sözünden hareketle ancak ekonomik kalkınma mümkündür.saygıdeğer kasba halkım

Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasının ardından başlayan süreçte, en çok sıkıntı ve zorlukla karşılaşanların başında bütün İslam alemi geldi.Neden bu gün dünya petrolününün ve diğer doğal kaynaklarının büyük bir kısmı islam toprakları içinde mevcut olduğu halde dünya düzeni içinde en fakir ve sürekli kendi içinde savaşan sorun yaşayan toplum islam toplumu.Neden? Orta Doğu olmak üzere İslam coğrafyasında sebep olduğu tahribat, günümüze kadar devam eden çatışmalara, yoksulluğa ve yokluğa sebep oldu. Kimi İslam ülkelerinde komünizmin kimilerinde ise acımasız diktatörlük rejimlerinin hakim olması nedeniyle büyük acılar yaşandı. Bugün de İslam coğrafyasının önemli bir bölümünde çatışmalar ve gerginlikler devam ediyor. Pek çok İslam ülkesinde ise ekonomik dengesizlikler, sosyal adaletsizlikler, teknolojik yetersizlikler, eğitim seviyesinin düşüklüğü, işsizlik gibi sorunlar nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşanıyor.

Peki geçmişte birçok bilim dalında dünyaya öncülük etmiş, sanatın ve estetiğin geliştirilmesine önemli katkılarda bulunmuş, idaresi altındaki topraklarda zenginliğin, refahın, huzurun ve güvenliğin yaşanmasıyla ün salmış İslam aleminin bugün içinde bulunduğu durumun sebebi nedir? Birçok makale ve kitapta bu sorunların teknik sebepleri ve çözümleri üzerinde durulmakta, ekonomik göstergeler, anketler, rakamlar sıralanmakta, ancak çoğunlukla asıl önemli husus göz ardı edilmektedir. Elbette söz konusu göstergeler ve bilgiler, gerekli çözümün oluşturulmasında birer etmendir. Ancak bunların hiçbiri asıl sorunu ortaya koymamaktadır, dolayısyla da kalıcı çözümün inşa edilebilmesi için bu bigilere sahip olmak tek başına yeterli değildir.

İslam alemini, içinde bulunduğu durumdan tam anlamıyla kurtaracak, tüm Müslümanların huzur, güvenlik, zenginlik ve adalet içinde yaşamasını sağlayacak olan tek yol, Kuran ahlakının katıksız yaşanması ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetinin izlenmesidir.Hurafelerin şeyhlerin ,tarikatların peşinden koşmak değildir.farz olanı yapmak devamında Allah'ın Kuran'da emrettiği gibi, "gücünün en fazlasıyla" Allah'tan korkan, Rabbimiz'e karşı içten bir sevgi ve gönülden bir saygı duyan,dini din olarak yaşayan hurafelerden uzak duran yüzyıllardır dinle imanla hiçde alakası olmayan tüm davranışları dinimizin bir parçası gibi görüp kullara kulluk etmekten ekonomik kalkınmadan uzak kaldık.biz battıkça bizim üzerimizden rant sağlayan çıkar çevreleri sahte din şeyhleri zevk sefa sürmedilermi? ve hala sürmüyorlarmı ?yani dini duydularımız sömürülerek bizi açlığa ve fakirliğe mahkum etmedilermi? bu gün ekonomik özgürlüğümüz elimizde değilse bunun tek sebebi dini layıkı ile hakikatle yaşamıyor olmamızdan kaynaklanmıyormu ? kaçımız kuran sure ve ayetlerinin türkçe açıklamalarını okuyabildik biz toplum olarak ekonomik fakirlik yaşadığımız gibi okuma fakiride değilmiyiz bırakın kuran surelerini kıldığımız namazda okuduğumuz ayetlerin ne dediğini bilerek okuduk daha büyğk bir haz aldık çok azımız bu inaca sahip olabildik hepimiz körü körüne tarikatların peşinden koşduk.Tekke ve zaviyeleri kaldırdığı için Atatürk'e dil uzatmadıkmı o adam hayatı boyunca bu günkü siyasi iktidarlar gibi sefa içinde yaşamadı yaşamının büyük bir kısmı savaşlarda cephelerde geçti siperlerde uyudu üşüdü ama düşündü ulusunu ve islamı düşündü insanların sahtecilerin peşinde olmaması için mücadele verdi ama biz onu güzel yönleri ile değil içtiği sigara ve alkolle anmadıkmı?suçlamadıkmı? dinimiz özgürce yaşıyorsak Ona silah arkadaşlarına ve milyonlarca şehidimize borçlu olduğumuzu unutur olmadıkmı?

Malın ve mülkün tek sahibinin Allah olduğunu bilen insan Sahip olduğu tüm imkanları en verimli şekilde değerlendirir. Bu da üretkenliğin artmasını, iş olanaklarının çoğalmasını, ekonominin canlı ve aktif olmasını sağlar. Allah'ın ahiret gününde, verdiği her türlü nimetten, kendisini hesaba çekeceğine iman eden bir kimse, yoksulluk ve fakirlik içinde olanları göz ardı edemez. Onların ihtiyaçlarını gidermeden, onlara kol kanat germeden, en iyi şekilde onlara yardımcı olmadan yaşayamaz. Allah'ın kendisini her an gördüğünü, hiçbir şeyin Allah'tan gizli ve saklı kalmayacağını bilen bir insan, yalan söyleyemez, haksızlık ve adaletsizlik yapamaz.komşusu ile halkı ile kırgın olamaz Bu apaçık gerçeği göz ardı edip, yaşananları sadece teknik bir durum gibi değerlendirip teknik çözümler oluşturmaya çalışmak son derece yanlış bir tutum olacaktır. Örneğin, yoksullukla mücade etmek için sadece birtakım ekonomik tedbirler alıp yardım paketleri hazırlamak yeterli değildir. Adaletsizliği ortadan kaldırmak için sürekli yeni yaptırımlar uygulamakla bir yere varılamaz. Terörün, anarşinin, şiddetin ve çatışmaların son bulması için tek başına askeri ve adli tedbirler yeterli olmaz. Medeniyetin gelişmesi de sadece teknik alt yapının gelişmesiyle değil, insani değerlerin güçlenmesiyle mümkündür. birlik ve beraberlikten uzak yaşayan her toplum refahı yakalayamaz ürettiği malını pazarlayamaz

En derin saygılarımla

Eyüp Öztürk




Facebook'ta Paylaş


    Gönderen : eyupo        Tarih : 4 Mart 2009        Hit : 7058

Yorum Eklemek İçin Üye Olun / Giriş Yapın


Yorum Yazmak İçin Üye Seviyeniz Yetersiz

Lütfen

Üye Girişi Yapınız   Veya  Üye Olunuz

 

Anasayfa  İletişim